Öğle Arasında Yenilenme – VAKKO

EmFace Dolgunun yeni alternatifiyle tanışın. EmFace, iki farklı maliyeti bir araya getirdiği cilt ve yüz kasları üzerinde eş zamanlı çalışan, yüze tamamen doğal bir hacim kazandıran, invazif olmayan bir teknoloji. Cilt içindeki kolajen ve elastini güçlendiricien radyofrekans, yüz kas ve bağlarını geliştiren HIFES (yüksek donanımları barındıran stimülasyonu), bu cihazda bir arada. Klinik yapılara göre EmFace, kas dokusunda yüzde 30 sahnelerde, yüzde 37 azalma, kolajende yüzde 26 dizi ve yüzde 23 daha fazla çıkma sağlıyor. En az beş gün arayla, 20 komutla dört seans gerçekleştirme teknolojisi, altı ila on iki hafta içinde gözle görülür sonuçlar veriyor. Kesinlikle iğnesiz yaparsanız son derece hafif ve acısız şarkı söylemek de mümkün. “EmFace, yüzdeki doku kaslarını güçlendirerek kaldıran, gergin bir görünüme neden olan tek cihaz” diyor İngiltere merkezli Harrods Wellness Kliniği’nde görev yapan cerrahi cerrah Dr. Costas Papageorgiou ve ekliyor: “Artık yüzdeki daha derin katmanları hedefleyebiliyor ve cerrahi müdahaleleri daha da geciktirebiliyor ya da tamamen ortadan kaldırabiliyoruz. Gelecek yıllarda bunun gibi daha gelişmiş teknolojiler cerrahi müdahaleleri geçersiz kılacağını tahmin ediyorum. Zira, operasyon ortalama 30 dakika sürüyor ve lokal anestezi altında gerçekleştirilebiliyor. “Göz kapaklarını ince ve hassas dokuya sahip olduklarından, bu yapı mikro-invazif evliliğiyle çalışmak her daim risk riskini en aza indirir ve daha iyi sonuçların elde edilmesini sağlar” diyor Etiler’deki Avşar Kliniği kurucularından Op. Dilek Avşar Dr. “Elbette, göz kapaklarındaki sarkmanın boyutu, o bölgenin davranış kurallarının belirlenmesinde en büyük etken. Radyofrekans enerjileri, lazer ve dolgu öncesi ilk aşamalarda uygulanabilecek tedavi yöntemleriyken ileri aşamalarda anesteziyle göz kapaklarındaki sarkan deri fazlalığını alarak gerçekleştirdiğimiz bu işlemin etki süresi çok daha uzun. Dolayisiyla, sonuma yonetimleri bir ilac bu.” Dokuda bollaşma, renk değiştirme, değişiklik, gidiş gibi gecikmeler tek seansta gideren, operasyon sonunda gizlemek üzere üst göz kapağının kıvrım çizgisinden yapılan işlem, beş ila yedi gün düzelme süresine sahip. Art arda yapılan dolguların, maliyetlerin yaratabileceği yapay görünümden isteyenlerce de tercih edilenler arasında.Sofwave ve UltherapyUltrason teknolojileri, yer almayane yenilip sarkmaya başlayan sıkılaştırıp toparlayabilen ideal cihazlardan. Derinin astar katmanları denilen taşıyıcı katmana ses dalgaları göndererek doku altında mikro hasarlar çalıştıran, bu sayede kolajen ve elastin üreten tetikleyen Ultherapy ve Sofwave, bu kulvarda öne çıkan, benzer teknolojiler olsa da arada farklar mevcut. mesela; Ultherapy’de ultrason dalgaları 1.5, 3 mm ve 4.5 mm olmak üzere üç farklı derinliğe sahipken Sofwave, 1.5 mm derinlikte çalışıyor. Dolayısıyla Ultherapy yağa, sinirlere ve yüzeysel kas dokusuna temas eden, tek seansı genellikle yeterli olan daha invazif ve acılı bir uygulama. Sofwave ise sadece 30 ila 45 dakika sürüyor; SofCool özelliği sayesinde konfordan da çıkarmıyor. Sonuçlar yaklaşık 12 hafta içinde belirginleşiyor; kaşlar, boyun ve çene altı dokuları sıkılaşıyor; çizgi ve geçişler azalıyor. Sofwave ve Ultherapy arasında seçim yapmanıza da gerek yok. Zira bu teknolojileri birlikte kullananlar da var. Houston merkezli dermatolog Jennifer Segal; “Ultherapy ile sarkan gıdı bölgesini sıkılaştırıyorum; Sofwave ile ise doku kalitesini geliştiriyorum ve genel yüzeysel doku kayıplarını iyileştiriyorum” diyor. “Ultherapy geniş yayılmasının yayılması sarkıklıklar için; Sofwave ise göz çevresi, boyun ve çene çizgisi gibi ince deri ve az deri altı yapıya sahip olması için ideal.” LYMA LazerLazer terapinizi evde almaya ne dersiniz? Hailey Bieber’dan Gwyneth Paltrow ve Amber Valletta’ya ünlülerin yeni favorisi LYMA; küçük, silindir şekliyle evde veya seyahatlerde kullanabileceğiniz, çok yönlü bir cihaz. Cildin alt katmanlarında travmaya sebep olan, bu sayede doğal onarım işlemlerini tetikleyen termal enerji lazerlerinin aksine; Hassasiyet ve korumalar yaratabilen ısıyı kullanmadan hücreler yenileyebilen, acısız ve hassas bir soğuk lazer teknolojisi bu. 1960’lardan bu yana kıkırdak ve tendon kırılmalarını tedavi etmek için kullanılan düşük seviyeli lazer terapileri (LLLT) ile tasarlanan LYMA, dermisten daha derin katmanlara hücreler veriyor ve LED ışınlarından yüz kat daha güçlü 500 milivat patlama yayıyor. Böylece, vücutta genetik bir taşıma yaparak onları yenilenmeyi yönetiyor. Kırışıklıkların ve ince çizgilerin yanı sıra doku kayıplarını da düzeltmeyi amaçladığı cihaz, hiperpigmentasyonun giderilmesinde; leke, akne, rosacea ve görünen kılcal damarları hafifletmekte etkili. Tüm cilt tipleri ve birikimleri için ideal olan, son zamanlarda fenomene dönüşen LYMA’nın bir başka sürprizi, geniş uygulama alanı. Aşırı hassas göz çevresinin yanı sıra eller, dizler, kollar, dirsekler ve göbek dahil bölgelerindeki çeşitli bölgelerdeki yaşlanmayı de giderebilen selülitlerden oluşan portakal kabuğu görünümü önemli ölçüde hafiflettiği iddia sahipleri de var. Söylemesi bizden.

Add a Comment